Ukrayna, PURL programı kapsamında yüzlerce milyon dolar destek alacak. Bu desteği Polonya da dahil olmak üzere bazı ülkeler açıkladı. Radosław Sikorski’nin açıklamalarına göre, bu durum Rusya’nın sabotaj eylemlerine bir yanıt niteliğinde.
500 Milyon Dolarlık Yardım Paketi Açıklandı
Polonya Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski, 3 Aralık’ta Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası bir açıklama yaptı. Sikorski, Polonya’nın Almanya ve Norveç’le birlikte toplam 500 milyon dolarlık bir yardım paketi için anlaştığını duyurdu. Polonya’nın bu pakete katkısı 100 milyon dolar olarak belirtildi.
Sikorski, konferansta şu ifadeleri kullandı: “Bir milyon dolar, havaya uçurulan her santimetrelik Polonya demiryolu hattı için.” Bu açıklama, Rus sabotajcılarının gerçekleştirdiği saldırıya bir gönderme niteliği taşıyordu. MSZ’ye göre, bu fonlar, Ukrayna’nın temel ihtiyaçlarını finanse etmeyi amaçlayan PURL (Prioritized Ukraine Requirements List) programı kapsamında kullanılacak.
Kaynak ve Yönlendirme
Sikorski, yardımın asıl kaynağının Polonya hükümeti tarafından ayrılmış olan ancak Macaristan’ın vetosu nedeniyle dondurulan Avrupa Savunma Bütçesi olduğunu açıkladı. Bakan, “Paraların boşa gitmemesi, Putin’in durdurulması için çalışması amacıyla, bu fonlar ABD yapımı silahların Ukrayna’ya satın alınması için yeniden yönlendirildi” dedi. MSZ, bu fonların ayrıca Ukrayna’nın Patriot füzeleri ve mühimmat stoklarını güvence altına almasına yardımcı olacağını belirtti.
NATO’nun Destek Çabası
Sikorski, NATO üyelerinin Ukrayna’ya yönelik askeri destek çabalarının milyarlarca doları bulduğunu vurguladı. Daha önceki yardım paketlerine katkıda bulunan ülkeler arasında Hollanda, Danimarka, Norveç, İsveç, Kanada ve doğu cephesindeki üyelerden Litvanya, Letonya ve Estonya yer alıyor. Bakan, “Bu paketin diğer müttefikleri de programa katılmaya teşvik etmesini umuyorum. Putin’e net bir mesaj, Ukrayna’ya ise adil bir barış umudu olsun” diye konuştu.
Ukrayna’nın Konumu
Son gelişmeler, Ukrayna’nın bazı bölgelerde ağır kayıplar yaşadığını gösteriyor. Ancak bu durum, ülkenin müzakere pozisyonunu netleştirmesi gerektiği tartışmalarını beraberinde getiriyor.