Polonya’da aslında iş sözleşmesi yapması gereken ancak B2B sözleşmesiyle çalışan kaç kişi var? Sahte serbest meslek erbabı olmak, sözleşme özgürlüğü müdür, yoksa ekonomik ve sosyal bir sistem sorunu mudur? Ayrıca yeni girişimcileri daha düşük vergilerle desteklemek değer midir? ‘Co mi to da’ adlı podcastin ikinci bölümünde, ‘Co to będzie’ podcastinin yan ürünü olarak, Polonya’da artan sayıda serbest meslek erbabının ne anlama geldiğini açıklıyorum.
Reformun Giriş Tarihi ve Amacı
1 Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girmesi beklenen düzenlemelerle Çalışma Müfettişleri, hizmetin niteliği ve kapsamı ile işçi çalışmasından bir farkı bulunmayan b2b sözleşmelerini iş sözleşmesine dönüştürebilecek. Bu değişiklik Agnieszka Dziemianowicz-Bąk Bakanı’nın açıklamalarına dayanıyor.
Reformun Zorunluluk Sebepleri
İki temel neden var. Birincisi, bu reform Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı’nın (KPO) kilometre taşı hükümlerinden biri. Değişikliğin olmaması durumunda AB’den tam fon alınamayacak. İkincisi, Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre sahte serbest meslek uğurları yılda 2 milyar zlotyu vergi ve prim kaybına neden oluyor.
Polonya’da Fiktif Kendi Kendini İstihdam
Polonya’da tek müşteriye hizmet veren tek kişilik girişimlerin sayısı yıllık olarak hızla artıyor. AB’de kendi kendini istihdam oranı en yüksek ülkelerden biri olan Polonya’da, serbest çalışanların toplam çalışanlara oranı Danimarka ve İsveç’e göre neredeyse dört kat, Almanya’ya göre ise iki kat daha yüksek.
Reformun Etkileri ve Sorulan Sorular
Kimileri sahte serbest mesleği “steroidli geçici işler” ve devlet disfonksiyonu örneği görürken, kimileri de sözleşme özgürlüğü egzersizi olarak tanımlıyor. Gerçek şu: b2b sözleşmelerinin pazardaki artışı kimler kazanıyor, kimler kaybediyor? Ve en önemlisi, bu durum Polonya ekonomisinin geleceğini nasıl şekillendiriyor?



